Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Kadınlar, Siyasal, Yönetsel Ve Kamusal Alanda Yetersiz

ısparta 22.10.2024 - 15:06, Güncelleme: 22.10.2024 - 15:06
 

Kadınlar, Siyasal, Yönetsel Ve Kamusal Alanda Yetersiz

Kadınların siyasal, sosyal ve kamusal alandaki görünürlüğünü ele alan çalışmalarıyla dikkat çeken Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nilüfer Negiz, kadınların kamusal alanda halen istenen düzeyde yer alamadığına işaret etti. 2007 yılından bu yana kadın çalışmaları alanında projeler üreten Prof. Dr. Negiz, yaşadığı deneyimlerin bu alana yönelmesinde önemli bir rol oynadığını belirterek, “Ben de bir kadın, anne ve eş olarak kadınların ne yaşadığını ya da ne hissettiğini anlayabiliyorum. Her kadın gibi hayatımın belirli dönemlerinde elbette toplumsal ötekileştirmelere, mobbinge ve psikolojik şiddete maruz kaldım.” dedi. İlk çalışmalarını siyasette ve yönetimde kadın görünürlüğü üzerine yoğunlaştırdığını ifade eden Prof. Dr. Negiz, kadınların siyasal ve yönetsel sistemde yetersiz yer alışlarının nedenlerini sorgulamakla birlikte bu alanlarda akademik çalışmalara yöneldiğini ifade etti.  Kadınlar, sosyal, siyasal ve toplumsal alanda nerede? Kadınların siyasetin yanı sıra yönetim pozisyonlarına da erişimde zorluklar yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Negiz, “Kadınlar çabalıyor, fakat sonuç değişmiyor. Yönetimde, siyasette kadınlar neden seçilemiyor? Bu sorunun peşine düştüm. Siyasette kadın nerede? Yönetimde kadın nerede? Sokakta kadın nerede? Karar verici olarak neredeler? Bir de normal günlük rutininde sokak deneyimi nasıl? Tüm bu soruları birleştirdiğim bir proje oldu TÜBİTAK 1001. Son projede 7 bölgede kadının görünür olmasında ne gibi farklılıklar var diye sorguladık. 7 bölgeyi temsil eden 9 kent seçtik. Bir kadının sokağı deneyimleyebilmesi için kentsel, kamusal hizmetlerin iyi sunuluyor olması lazım. Ekonomik olarak belli bir seviyede olması lazım. Dışarı çıkabiliyor musun çıkamıyor musun? Ailen ne diyor bu konuda? Evliysen kocan, bekarsan baban ne diyor? Sokaklar ne kadar güvenilir? Kaçta çıkıyorsun? Akşam arkadaşlarınla yemeğe gidebiliyor musun? Eğlenmeye gidebiliyor musun? Sokaklar kadınlar için güvenli değil. Sokaklar kimse için güvenli değil bu aralar. ‘Şiddet nerede?’ dedik. Hem nicel hem de nitel çalıştık.  Odak grup görüşmeleri yaptık. Nicelde bizatihi kent sakinleri kadınlarına sorduk, seçilmiş kadınlara. Nitelde de seçilmeyi başarmış, bu yolda yürüyüp erkek dünyasına girebilmiş kadınlar var. Karar verme sürecinin bir parçası olmuş kadınları özellikle bulduk. Bu çok zordu gerçekten. Hem süreci sorduk hem de kenti anlattılar bize.” dedi. KENTSEL GELİŞME KADIN GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ETKİLEMİYOR Türkiye’nin farklı bölgelerinde yürüttüğü çalışmalardan elde ettiği bulgulara göre, kentsel gelişmişlik oranının kadınların görünürlüğü üzerinde beklenilen etkiyi yaratmadığını söyleyen Prof. Dr. Negiz, “Gelişmiş şehirlerde bile kadınların sokak deneyimleri istenilen düzeyde değil. Coğrafyanın bunda çok etkisi var. Sonuçlar kadın görünürlüğü açısından farklılık gösteriyor. Doğuda ayrı batıda ayrı. İşte burada aile yapısı devreye giriyor. Yerel özellikler ve kültür devreye giriyor. Coğrafi farklılıklar, aile yapısı ve fiziki özelliklerle birleşince bambaşka bir resim ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı. CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMLE BAŞLAR Prof. Dr. Nilüfer Negiz, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde eğitimin önemini vurgulayarak, okullarda cinsiyet eşitliği derslerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savundu. Prof. Dr. Negiz, “Eşitlikçi bir toplum yaratmak için eğitim reformları şart. Çocuklarımıza eşitlikçi değerleri küçük yaşta öğretmeliyiz. Cinsiyet eşitliği derslerinin daha erken yaşlarda okullarda ders olarak verilmesi şart. Toplumsal zihniyetin değişebilmesi için radikal adımlar atılması önemli.” diye konuştu. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ GÜÇLENMESİ ŞART Kadına yönelik şiddetin toplumda derinleştiğini ve vahşetle birleştiğini belirten Prof. Dr. Negiz, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Kadınlara ilişkin veri eksikliği çözüm önerileri geliştirmeyi zorlaştırıyor. Sivil toplum kuruluşları bu noktada kritik bir rol oynuyor” dedi. Prof. Dr. Negiz, özellikle kadınlara yönelik şiddet ve temsil konularında daha fazla veri toplanmasının önemli olduğunu vurguladı. Kadınların toplumsal alandaki yerinin güçlenmesi için eğitime ve sivil topluma büyük görevler düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Nilüfer Negiz, seçim kanunlarında yapılacak radikal değişikliklerin eşitlikçi bir toplumun inşasında önemli bir rol oynayacağını belirtti. PROJE EKİBİ Son projesi ile Üniversitemiz tarafından ödüle layık görülen Prof. Dr. Nilüfer Negiz, tamamlanan proje ile ilgili şunlara değindi: “Proje sonunda iki kitap çıkardık. Süreç içerisinde 3 tane uluslararası tebliğ yaptık. Macaristan'da ve Tiflis'te. Uluslararası kongrelere katıldık. Bizim kendi alan kongremiz olan kamu yönetimi forumu kongresine gidip sunduk. Bu arada da dört ayrı uluslararası SSCI ya da Q-index'te dergilerle çalışıyoruz araştırıcılarla birlikte.  Proje yürütücülüğünü ben üstlendim. Araştırıcı olarak, Prof. Dr. Songül Sallangül, Dr. Seda Tapdık, Dr. Öğr. Üyesi Niran Cansever ve Dr. Öğr. Üyesi Seda Efe yer aldı. Kentsel dönüşümün öncelikli alanlarından doktorantım Özkan Yalçın projenin ilk 8 ayında bizimle beraberdi. Sonra Dr. Öğr. Üyesi olarak atanınca projeden ayrıldı. Bölge ve Şehir Plancısı Melike Narin Özalp ve Sosyoloji bölümünden doktorant Emine Türkmen Er projede yer alan diğer isimlerdi.” 

Kadınların siyasal, sosyal ve kamusal alandaki görünürlüğünü ele alan çalışmalarıyla dikkat çeken Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nilüfer Negiz, kadınların kamusal alanda halen istenen düzeyde yer alamadığına işaret etti.

2007 yılından bu yana kadın çalışmaları alanında projeler üreten Prof. Dr. Negiz, yaşadığı deneyimlerin bu alana yönelmesinde önemli bir rol oynadığını belirterek, “Ben de bir kadın, anne ve eş olarak kadınların ne yaşadığını ya da ne hissettiğini anlayabiliyorum. Her kadın gibi hayatımın belirli dönemlerinde elbette toplumsal ötekileştirmelere, mobbinge ve psikolojik şiddete maruz kaldım.” dedi. İlk çalışmalarını siyasette ve yönetimde kadın görünürlüğü üzerine yoğunlaştırdığını ifade eden Prof. Dr. Negiz, kadınların siyasal ve yönetsel sistemde yetersiz yer alışlarının nedenlerini sorgulamakla birlikte bu alanlarda akademik çalışmalara yöneldiğini ifade etti. 

Kadınlar, sosyal, siyasal ve toplumsal alanda nerede?

Kadınların siyasetin yanı sıra yönetim pozisyonlarına da erişimde zorluklar yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Negiz, “Kadınlar çabalıyor, fakat sonuç değişmiyor. Yönetimde, siyasette kadınlar neden seçilemiyor? Bu sorunun peşine düştüm. Siyasette kadın nerede? Yönetimde kadın nerede? Sokakta kadın nerede? Karar verici olarak neredeler? Bir de normal günlük rutininde sokak deneyimi nasıl? Tüm bu soruları birleştirdiğim bir proje oldu TÜBİTAK 1001. Son projede 7 bölgede kadının görünür olmasında ne gibi farklılıklar var diye sorguladık. 7 bölgeyi temsil eden 9 kent seçtik. Bir kadının sokağı deneyimleyebilmesi için kentsel, kamusal hizmetlerin iyi sunuluyor olması lazım. Ekonomik olarak belli bir seviyede olması lazım. Dışarı çıkabiliyor musun çıkamıyor musun? Ailen ne diyor bu konuda? Evliysen kocan, bekarsan baban ne diyor? Sokaklar ne kadar güvenilir? Kaçta çıkıyorsun? Akşam arkadaşlarınla yemeğe gidebiliyor musun? Eğlenmeye gidebiliyor musun? Sokaklar kadınlar için güvenli değil. Sokaklar kimse için güvenli değil bu aralar. ‘Şiddet nerede?’ dedik. Hem nicel hem de nitel çalıştık.  Odak grup görüşmeleri yaptık. Nicelde bizatihi kent sakinleri kadınlarına sorduk, seçilmiş kadınlara. Nitelde de seçilmeyi başarmış, bu yolda yürüyüp erkek dünyasına girebilmiş kadınlar var. Karar verme sürecinin bir parçası olmuş kadınları özellikle bulduk. Bu çok zordu gerçekten. Hem süreci sorduk hem de kenti anlattılar bize.” dedi.

KENTSEL GELİŞME KADIN GÖRÜNÜRLÜĞÜNÜ ETKİLEMİYOR

Türkiye’nin farklı bölgelerinde yürüttüğü çalışmalardan elde ettiği bulgulara göre, kentsel gelişmişlik oranının kadınların görünürlüğü üzerinde beklenilen etkiyi yaratmadığını söyleyen Prof. Dr. Negiz, “Gelişmiş şehirlerde bile kadınların sokak deneyimleri istenilen düzeyde değil. Coğrafyanın bunda çok etkisi var. Sonuçlar kadın görünürlüğü açısından farklılık gösteriyor. Doğuda ayrı batıda ayrı. İşte burada aile yapısı devreye giriyor. Yerel özellikler ve kültür devreye giriyor. Coğrafi farklılıklar, aile yapısı ve fiziki özelliklerle birleşince bambaşka bir resim ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı.

CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMLE BAŞLAR

Prof. Dr. Nilüfer Negiz, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde eğitimin önemini vurgulayarak, okullarda cinsiyet eşitliği derslerinin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savundu. Prof. Dr. Negiz, “Eşitlikçi bir toplum yaratmak için eğitim reformları şart. Çocuklarımıza eşitlikçi değerleri küçük yaşta öğretmeliyiz. Cinsiyet eşitliği derslerinin daha erken yaşlarda okullarda ders olarak verilmesi şart. Toplumsal zihniyetin değişebilmesi için radikal adımlar atılması önemli.” diye konuştu.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ GÜÇLENMESİ ŞART

Kadına yönelik şiddetin toplumda derinleştiğini ve vahşetle birleştiğini belirten Prof. Dr. Negiz, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Kadınlara ilişkin veri eksikliği çözüm önerileri geliştirmeyi zorlaştırıyor. Sivil toplum kuruluşları bu noktada kritik bir rol oynuyor” dedi. Prof. Dr. Negiz, özellikle kadınlara yönelik şiddet ve temsil konularında daha fazla veri toplanmasının önemli olduğunu vurguladı. Kadınların toplumsal alandaki yerinin güçlenmesi için eğitime ve sivil topluma büyük görevler düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Nilüfer Negiz, seçim kanunlarında yapılacak radikal değişikliklerin eşitlikçi bir toplumun inşasında önemli bir rol oynayacağını belirtti.

PROJE EKİBİ

Son projesi ile Üniversitemiz tarafından ödüle layık görülen Prof. Dr. Nilüfer Negiz, tamamlanan proje ile ilgili şunlara değindi: “Proje sonunda iki kitap çıkardık. Süreç içerisinde 3 tane uluslararası tebliğ yaptık. Macaristan'da ve Tiflis'te. Uluslararası kongrelere katıldık. Bizim kendi alan kongremiz olan kamu yönetimi forumu kongresine gidip sunduk. Bu arada da dört ayrı uluslararası SSCI ya da Q-index'te dergilerle çalışıyoruz araştırıcılarla birlikte.  Proje yürütücülüğünü ben üstlendim. Araştırıcı olarak, Prof. Dr. Songül Sallangül, Dr. Seda Tapdık, Dr. Öğr. Üyesi Niran Cansever ve Dr. Öğr. Üyesi Seda Efe yer aldı. Kentsel dönüşümün öncelikli alanlarından doktorantım Özkan Yalçın projenin ilk 8 ayında bizimle beraberdi. Sonra Dr. Öğr. Üyesi olarak atanınca projeden ayrıldı. Bölge ve Şehir Plancısı Melike Narin Özalp ve Sosyoloji bölümünden doktorant Emine Türkmen Er projede yer alan diğer isimlerdi.” 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habersulh.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.