Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Diyar diyar gezip kap kalaylıyorlar

Yaşam 23.05.2022 - 15:46, Güncelleme: 23.05.2022 - 15:48
 

Diyar diyar gezip kap kalaylıyorlar

Diyar diyar gezip kap kalaylıyorlar
Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden olan kalaycılığı sürdüren İbrahim Üçoklu (63) ve Sabri Maşa (61), köylerde kap kalaylayıp geçimlerini sağlıyor. Çırak yetiştiremedikleri için kendilerinden sonra bu mesleği yapacak kimsenin kalmadığını söyleyen Üçoklu ve Maşa, "Yeni nesil bu yüzden bu mesleği yapmıyor. Bu mesleğin ölmemesi yaşatılması lazım" dedi. Balıkesir'in Edremit ilçesinden Sabri Maşa ile aynı kentin ilçesi Burhaniyeli İbrahim Üçoklu, dedelerinin mesleği olan kalaycılığı yıllardır sürdürüyor. İki arkadaş bahar mevsimiyle birlikte birkaç parça kıyafet, yatacakları şilteler ve battaniyeyle kalay malzemelerini sırtlayıp yola çıkıyor ve köylerde kap kalaylayıp geçimlerini sağlıyor. Asırlardır en lezzetli yemeklerin piştiği bakır tencerelerin yerini çelik tencereler alsa da Maşa ve Üçoklu, kaybolmaya yüz tutmuş kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Oldukça zahmetli ve zor bir sanat olan kalaycılık yeni nesil tarafından benimsenmeyince çırak bulmakta zorlanan yılların ustaları, seyyar bir körükle yakılan ateşi harlayıp, yüksek ısıda erittikleri kalayı nişadır tozu ile bakır kabın kalaylanacak yüzeyine pamukla sürerek parlatıyor. İki usta, yoğun duman ve ateş karşısında kalaylanan malzemenin çapına göre 10 dakika ile 3 dakika zaman harcıyor. MESLEK YOK OLMAK ÜZERE 25 yıldır kalaycılık yaptığını belirten Sabri Maşa, "Çelik kap çıkınca bizim mesleği öldürdü. Halbuki çelik tencerede pişen yemek sağlıksızdır. Bakır kapta pişen yemeğin tadı başkadır. Her zaman sağlıklıdır ve atalarımız hep bakır kaptan yemiştir. Kalay ve bakır pahalı gelince millet çeliğe döndü. Bakır kapların sağlıklı olması için 2 yılda, 3 yılda kalaylanması gerekiyor. Değilse bakır kap zehirlenmeye sebep olabilir. Biz Çorum, Aksaray, Konya, Isparta ve Burdur gibi illeri gezerek kapları kalaylayıp memlekete dönüyoruz. Köylerde pekmez kazanları bulunur. Çelik kazanlarda kaynatılan pekmez olmaz. O yüzden bu kaplar hala kullanılıyor. Biz de arada gelip kalaylanmalarını sağlıyoruz. Her işte olduğu gibi bizim bu işte de bazı zorluklar var. Her an ateşin karşısındasınız dumandan gözlerinizi etkileniyor. Kapları oksitliyoruz onun dumanı etkiliyor. Yeni nesil bu yüzden bu mesleği yapmıyor. Bu mesleğin ölmemesi yaşatılması lazım" dedi. 'ARTIK BU İŞ YOK OLUP GİDECEK' 30 yıldır dede mesleğini yürüten İbrahim Üçoklu, değişik şehirlerden 71 aşçı müşterisinin bulunduğunu ve o aşçıların tüm yemek takımları ile kazanlarını kendisinin kalayladığını belirterek, "Yaptığımız iş zor. İsin, pasın içerisindeyiz. Çırak yetişmiyor. Kendi çocuklarımıza da benimsetemedik. Biz de gidince artık bu iş yok olup gidecek. Kalaylanmış kap pırıl pırıl olur ve içerisinde pişen her şeyi güvenle, lezzetle yiyebilirsiniz. Temiz iş yaptığımız için köylerde bizi herkes tanır ve geldiğimizi duyunca kaplarını getirir bize kalayladırlar. Her şey pahalanınca kalayı da pahalıya alıyoruz. Bu yüzden işler de etkileniyor. Biz burada 2 gündür kalıyoruz, 1 gün daha buradayız ve buradan Büyük Hacılar köyüne giderek oradaki kapları da kalayladıktan sonra başka bir yere daha gideceğiz. Hayat böyle devam edecek" diye konuştu. Yıllardır kapalı olan bir köy kahvehanesinin bahçesine kurdukları körüklü ocakla Isparta merkeze bağlı Aliköy'de kalay yapan ustalar buradaki bakır kapları bitirip bir başka köye rotasını çevirecek ve bu döngü onlar 'Artık yeter' deyinceye kadar devam edecek.
Diyar diyar gezip kap kalaylıyorlar

Günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden olan kalaycılığı sürdüren İbrahim Üçoklu (63) ve Sabri Maşa (61), köylerde kap kalaylayıp geçimlerini sağlıyor. Çırak yetiştiremedikleri için kendilerinden sonra bu mesleği yapacak kimsenin kalmadığını söyleyen Üçoklu ve Maşa, "Yeni nesil bu yüzden bu mesleği yapmıyor. Bu mesleğin ölmemesi yaşatılması lazım" dedi.

Balıkesir'in Edremit ilçesinden Sabri Maşa ile aynı kentin ilçesi Burhaniyeli İbrahim Üçoklu, dedelerinin mesleği olan kalaycılığı yıllardır sürdürüyor. İki arkadaş bahar mevsimiyle birlikte birkaç parça kıyafet, yatacakları şilteler ve battaniyeyle kalay malzemelerini sırtlayıp yola çıkıyor ve köylerde kap kalaylayıp geçimlerini sağlıyor. Asırlardır en lezzetli yemeklerin piştiği bakır tencerelerin yerini çelik tencereler alsa da Maşa ve Üçoklu, kaybolmaya yüz tutmuş kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Oldukça zahmetli ve zor bir sanat olan kalaycılık yeni nesil tarafından benimsenmeyince çırak bulmakta zorlanan yılların ustaları, seyyar bir körükle yakılan ateşi harlayıp, yüksek ısıda erittikleri kalayı nişadır tozu ile bakır kabın kalaylanacak yüzeyine pamukla sürerek parlatıyor. İki usta, yoğun duman ve ateş karşısında kalaylanan malzemenin çapına göre 10 dakika ile 3 dakika zaman harcıyor.

MESLEK YOK OLMAK ÜZERE

25 yıldır kalaycılık yaptığını belirten Sabri Maşa, "Çelik kap çıkınca bizim mesleği öldürdü. Halbuki çelik tencerede pişen yemek sağlıksızdır. Bakır kapta pişen yemeğin tadı başkadır. Her zaman sağlıklıdır ve atalarımız hep bakır kaptan yemiştir. Kalay ve bakır pahalı gelince millet çeliğe döndü. Bakır kapların sağlıklı olması için 2 yılda, 3 yılda kalaylanması gerekiyor. Değilse bakır kap zehirlenmeye sebep olabilir. Biz Çorum, Aksaray, Konya, Isparta ve Burdur gibi illeri gezerek kapları kalaylayıp memlekete dönüyoruz. Köylerde pekmez kazanları bulunur. Çelik kazanlarda kaynatılan pekmez olmaz. O yüzden bu kaplar hala kullanılıyor. Biz de arada gelip kalaylanmalarını sağlıyoruz. Her işte olduğu gibi bizim bu işte de bazı zorluklar var. Her an ateşin karşısındasınız dumandan gözlerinizi etkileniyor. Kapları oksitliyoruz onun dumanı etkiliyor. Yeni nesil bu yüzden bu mesleği yapmıyor. Bu mesleğin ölmemesi yaşatılması lazım" dedi.

'ARTIK BU İŞ YOK OLUP GİDECEK'

30 yıldır dede mesleğini yürüten İbrahim Üçoklu, değişik şehirlerden 71 aşçı müşterisinin bulunduğunu ve o aşçıların tüm yemek takımları ile kazanlarını kendisinin kalayladığını belirterek, "Yaptığımız iş zor. İsin, pasın içerisindeyiz. Çırak yetişmiyor. Kendi çocuklarımıza da benimsetemedik. Biz de gidince artık bu iş yok olup gidecek. Kalaylanmış kap pırıl pırıl olur ve içerisinde pişen her şeyi güvenle, lezzetle yiyebilirsiniz. Temiz iş yaptığımız için köylerde bizi herkes tanır ve geldiğimizi duyunca kaplarını getirir bize kalayladırlar. Her şey pahalanınca kalayı da pahalıya alıyoruz. Bu yüzden işler de etkileniyor. Biz burada 2 gündür kalıyoruz, 1 gün daha buradayız ve buradan Büyük Hacılar köyüne giderek oradaki kapları da kalayladıktan sonra başka bir yere daha gideceğiz. Hayat böyle devam edecek" diye konuştu.

Yıllardır kapalı olan bir köy kahvehanesinin bahçesine kurdukları körüklü ocakla Isparta merkeze bağlı Aliköy'de kalay yapan ustalar buradaki bakır kapları bitirip bir başka köye rotasını çevirecek ve bu döngü onlar 'Artık yeter' deyinceye kadar devam edecek.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habersulh.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.