Mayıs ayının neredeyse tamamı, Haziran ayının da ilk 10 gününde oldukça ciddi yağışlar görüldü. Ancak, buna rağmen Eğirdir Gölü’nün su seviyesindeki tehlike geçmiş değil. Etkili yağışlar gölü elbette besledi ancak, kuraklık tehlikesi ortadan kalmış değil.

Eğirdir Gölü ve diğer tüm tatlı su kaynaklarımızla ilgili uzmanların ortak görüşü ise “Yağışlardan medet ummak doğru değil, mesele su bütçesini dengede tutmak”

Eğirdir Gölü ve diğer tatlı su kaynaklarımızla ilgili en önemli tehditlerden biri de göl havzalarında bulunan kaçak su kuyuları.

ADIM ADIM FELAKET

Türkiye Tabiatını Korumu Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, “Son yıllarda yaşanan kuraklıklar nedeniyle yasal ve yasal olmayan kuyu açımları oldukça yaygınlaştığı bilinmektedir. Ülkemizin göllerin kurumasının yanı sıra yeraltı sularının da kuyu açma vb faaliyetlerle dip seviyeye ulaştığı bildirilmektedir” dedi.

Ruhsatsız kuyuların ve yapay göletlerin domino etkisi yaparak birçok gölü haritadan sildiğini söyleyen Dr. Erol Kesici’ye göre, açılan kaçak su kuyuları ve su politikalarındaki yanlışlar, Göller Yöresini adım adım felakete doğru götürüyor.

Son yıllarda başta küresel ısınma olmak üzere Göller Bölgesi ve yer altı su kaynakları, vahşi sulama yöntemleri, kaçak sondajlar, kaynaklarını besleyen dağlardaki maden ocakları ve kaynak derelerine su akışını engelleyen gölet projeleri nedeniyle hızla su kaybı yaşıyor. Göller Bölgesi’nde yaşanan kuraklık ve değişen yağış rejimi nedeniyle sulak alanlarımızı bir bir kaybediyoruz. Raporlar, Türkiye’nin göllerinden yarıdan fazlasını kaybettiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, bölgedeki göllerin kuruması ve susuzluğun en önemli sebebi olarak ise yasal ve yasal olmayan kuyu sondajlarını gösteriyor.

KUYULAR; HER YERDE AÇILDI!
Pandemi döneminde önlenemez biçimde çoğalan kuyuların ve yapay göletlerin, göllerde ve yeraltı sularındaki azalmaya domino etkisi yaptığının altını çizen Kesici “Salgın döneminde daha kontrolsüz ortam oluştuğu için kaçak kuyular mantar gibi türedi. Göllerin etrafında çok sayıda resmi veya resmi olmayan kaçak kuyular var. Her bahçede bir kuyu açıldı, denetlenemedi. Bilinçsiz su kullanımı yüzünden göllerimiz birer birer kuruyor. Yapay göletler de sulak alanların beslenmesini engelliyor. Göllerde azalan su buharlaşmayı tetikliyor ve su seviyesindeki azalma dramatik boyutlara ulaşıyor” dedi.

NE KADAR SU ÇEKTİĞİ BİLİNMİYOR, AMA…
Ruhsatsız açılan haddinden fazla kuyu olduğunu belirten Kesici, “1960’lı yıllardan sonra başlayan yeraltı suyu kullanımı giderek arttı ve son yıllarda zirve yaptı. Kaynaktan su çekmek için açılan kuyuların ruhsatlandırılan kısmı var, bir de izinsiz kaçak açılan kuyular var. Göller Yöresi ve Konya havzasının kapsayan bölgede 200 bine yakın kuyudan 100 binden fazlası kaçak olduğu, sadece Burdur Gölü çevresinde açılmış 10 binden fazla “Kaçak Kuyu” var olduğu bildirilmekte. Kaçak işletilen kuyuların kontrolü yok. Bu kuyular, herhangi bir kontrolü olmadığı için kaynaktan ne kadar su çekiyor bilinmiyor” Bilinen şey yer altı sularının aşırı oranda azaldığı, Yıllar önce 1-10 metrede ulaşılan suya, şimdi 200-300 metrede bile ulaşılamamakta” değerlendirmesini yaptı. (Bora Tüfekli)