Hastalıkların Teşhis Ve Doğru Tedavisinde Radyoloji Teknolojisinin Etkisi Artıyor

Yalvaç Devlet Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Sercan Mengüç, “8 Kasım Dünya Radyoloji Günü” olması nedeni ile radyoloji teknolojisiyle ilgili bilgiler verdi.

Mengüç konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Alman fizikçi Prof. Dr. Wilhelm Conrad 1890’lı yılların ortalarında çoğu araştırmacı gibi o da katot ışın tüplerinde oluşan lüminesans olayını incelemekteydi. “Crookes tüpü” adı verilen içi boş bir cam tüpün içine yerleştirilen iki elektrottan (anot ve katot) oluşan bir deney düzeneği ile çalışıyordu. Deney tüpünden 2 metre uzaklıkta baryum platinocyanite sarılı olan kâğıtta bir parlama fark etti. Deneyi tekrarladı ve her defasında aynı olayı gözlemledi. Bunu mat yüzeyden geçebilen yeni bir ışın olarak tanımladı ve cebirde bilinmeyeni simgeleyen X harfini kullanarak “X Işını” ismini verdi. Daha sonraları bu ışınlar, “Röntgen Işınları” olarak anılmaya başlanmıştır.

Sonraki ay Röntgen, bilim adamlarını toplayarak X-ışınlarını tanıtmıştır. Mucizevi teknolojinin haberi ışık hızıyla dünyaya yayılmıştır. Bir yıldan kısa bir süre sonra doktorlar Dartmouth Üniversitesi’nde ilk tıbbi röntgeni çekmişlerdir. Görüntü biraz bulanık ama hastanın kemik yapısını açıkça göstermektedir, böylece yeni bir tıbbi teşhis yöntemi doğmuştur. Bu arada birçok bilim adamı bu buluşu modern fiziğin başlangıcı olarak kabul etmiştir. Prof. Dr. Röntgen, 1901 yılında Fizik dalında Nobel ödülünü almıştır. 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü, 1895 yılında X ışınlarının keşfinin yıldönümüdür. Bu günün amacı, hastaların tanı ve tedavisinde önemli bir rol oynayan ve en önemlisi, radyografik görüntüleme ve tedavi konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesidir. Radyasyonun gereken minimum düzeyde tutulmasını sağlamak, dolayısıyla hasta bakımının kalitesini artırmaktır. International Society of Radiographers and Radiological Technologists (ISRRT) tarafından 2007’den beri 8 Kasım’ı Dünya Radyoloji Günü olarak kutlamaya başlamıştır.

Günümüzde radyoloji, Direkt grafi, Mammografi, Bilgisayarlı Tomografi, Ultrasonografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, Anjiyografi ve hibrit görüntülemeler ile baştan ayağa bütün doku ve organların görüntülenmesindeki tanısal rolünün yanı sıra girişimsel radyoloji ile sadece tanıda değil tedavide de önemli bir yer kaplamaktadır. Radyologlar ve radyoloji teknisyenleri günümüz sağlık sektöründe vazgeçilmez aktörlerdir. Teknolojik gelişmeler ile birlikte gittikçe kullanım alanı genişleyen radyolojik tetkikler sadece görüntü olarak değerlendirilmemeli, klinik ve muayene bulguları eşliğinde bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Bu nedenle klinik/muayene bulguları ve olası ön tanıların belirtilerek radyolojik istem yapılması doğru tanı ve tedavi açısından son derece önemlidir.

Görüntüleme yapmadan tanı koymanın neredeyse imkânsız olduğu bu günlerde yaptığımız işi seviyor, sahip çıkıyor ve yolumuzu açtığı için Röntgen’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.”